Her yaratık manalı ve amaçlıdır.

Âlimi mutlak olan Allah’ın her şeyi ilmidir, dengelidir, hikmetlidir! Onun için, yaşadığınız olaylardaki ilahi maksadı nazarı itibara almazsanız, olaylar lafı güzaf olarak kalır!

Yani, yaşadığı olayda Allah’ın maksadını nazarı itibara almayan, amacına dikkat etmeyen kimse, Allah’ın maksadından gafil kalır. (benzer olayları, anlayana kadar defalarca yaşar).

Allah insana kendinden bir cüz verdiği için, onun önüne Dünyayı, yeri, göğü sergiledi. Görünenden görünmeyenin mukayesesini, insanın idrakine sundu!

Edna; en düşük yerdeki müşahededir, yani arzda bulunan şeylerle ilgili olan müşahededir. Yani arz âleminden  mülhem alarak gayb âlemindeki dinin müşahedesidir.

Âlâ; en yüksek, yukarı mertebedeki müşahededir, yani gökyüzünde bulunan varlıkla ilgili müşahededir. Cevher, sadece kendi madenini müşahede eder. Kendi madenine özlem duyar.

Edna ve Âlâ âleminin özü olan, sendede vardır. Edna ve Âlâ sende olmasaydı bu müşahede olmazdı. Gaybet halinde iken müşahede ettiğin gökyüzünü, semayı, şu gördüğün sema zannetme. Gayb âleminde daha latif, daha yeşil, daha saf ve daha parlak sayısız ve hesapsız gökler vardır. Kendi iç saflığını arttırdıkça, gökyüzü de sana daha açık, güzel ve saf görünür. Çünkü bunlar, tefekkür ve müşahede âlemidir.

Tefekkür ettikçe, bu durum Allah’ın safasını seyredinceye kadar devam eder. Bu seyri sülüğün sonudur. Aslında ise Allah’ın safasının sonu yoktur. Sakın ulaştığın makamın arkasında ondan daha başka makamların olmadığını zannetme! İyi bil ki, Allah’ın mazhar ve tecelligâhları vardır. Nihayet AHED’e varırsın! Kâinatın nizamı, işleyişi ve süreci; bir bütün oluşu itibari ile tek ve Ahed’ dir. Hikmeti Huda’dır. Halik mahlûk diye ayırırsan kesrette bir dersin, (VAHİD’ de -varlığın birliğinde kalırsın), AHED’e (madde ve mana birliğine) varamazsın!

Kalp için, Azze ve Celle (Aziz ve Celil olan) Allah’ın,  Zat ve sıfatlarından bir nasip vardır. Bu hisse sürekli çoğalır. Erbabı kulübün hali böyledir. Yaradılış, her şeyin özünü taşır.

O öz, Halik-i mutlaktır. (kendinden kendini var eden)

O Halik değil hilkattir. Hilkat; yaradılış amacı ile yaratılan demektir.

Allah’ın rububiyeti üzerimizden eksik olmasın! Zaten eksik değildir. İdrakine varasınız!

Allah buyurur ki; Beni benimseyin ki, Rububiyetimin tecellisi, üzerinizde görünsün!

Benimle düşünün, Benimle sevin ki, Benimle görün, Bensiz olmadığınızı unutmayın!

Size anlatmaktan değil, anlamamanızdan yoruluyorum. Yegâne öğreten, Rab olan Allah’tır.

O la ilahe illâllah diyenin de, demeyenin de Rabbidir, öğretenidir.

 

Veciz sözler

Karbondioksiti alıp bize oksijeni veren yaprak; muhteşem bir oksijen makinesidir. Biz böyle bir makine icada kalsak, ne karışık, büyük bir alet olur.

Konuşma ve düşünme yeteneğimizi daima geliştiririz. Aklımızı iyi kullanmazsak, Allah’ın yardımı azalır.  Şuurun hızı, ışığın hızından ileridir.

Her ne yaratılmışsa, o çifttir. Yalnız Allah tektir. Kadın erkek, gece gündüz, acı tatlı ve bunun gibi cehennem olmazsa cennet de olmazdı. Şeytan olmasaydı, rahmaniyet de olmazdı.

Beşer güruhunun ötesinde olan insan, uyumludur. İnat eden uyumlu değildir. O, kendine ve etrafa zorluk verir.