Evvel, Ahir, Zahir ve Batın:

Zahir batından, batın zahirden gelir. El Batın, Zatı görünmez olan, sınırsız olandır.

Bu gözün imkânında mümkün olmayan neyi ki görüyorsun, o Allah değildir.

Madde zahir, enfası (nefes) batındır. Beden zahir, can batındır.

 

İnsanın; önü, arkası, evveli, ahiri vardır. Allah’ın evveli, ahiri yoktur.

El evvel evveli, El Ahir ahiri, El Batın batını, El Zahir zahiri, kapsayan demektir.

Allah bütün varlığı kapsamıştır. Evvel ahir, sebep sonuç; bunlar Allah’ı söylemeye çalışırlar, Allah olamazlar. Allah yere göğe sığmaz! Allah idraki Âdemin gönlündedir!

 

Zıtlık; suretle- esas hakikat arasındadır. Bu zıtlığı ortaya koyan güneş sisteminin zuhurudur. Emri kûnla olmuştur. Bu birbirine zıt gibi görünen kavramlar beraber kabul edilir. Bunlar, Hak’ kın sureta sıfatlarıdır ama nispeti kula aittir. Kulun evveli, ahiri, zahiri, batını vardır.

Allah’ın, evveli, ahiri, zahiri, batını olmaz!

 

Beş duygu organımızın tümü ve tek tek olanı da, tahdit edilmiştir; hudutludur. Hudutlu olan hudutsuz olan yüce Allah’ı anlayamaz!

 

Allah birdir, yarattığı eseri çoktur ve sonludur. Allah sonsuzdur. Allah, zamana mekâna sığmaz. Yaratık Yaratanı istiap edemez yani saramaz. Allah her şeyden münezzehtir, fakat hiçbir şey ondan münezzeh olamaz. Allah’ın, yarattığı her şey onun gözetmesi altındadır.

 

Hak

Hakkı bilmeyen nankör ve inatçı insandaki bu durum, şeytanidir, Rahmani değildir!

İlahi Hakka tabi olan, o Hak düzenini kavrayan; Hak’la olur, haksızlığa uğramaz, haksız davranmaz. Fakat bu hale erişmek; derme çatma fikirlerle, zayıf taleple, gayretsiz çaba ile olamaz. Hakk’ın izzeti, der ki: Sen kendini bilmezsen, Ben sana tecelli etmem edepli ol yeter!

Haddini bilen Halik’ i bilir. Hakkı ancak Hak bilir.

 

Hakkı halksız temaşa etmek, bir tecellidir.

 

Bu dünyadaki varlık yok’a mahsus bir varlıktır ama aynı zamanda da, Var’a mensup bir varlıktır. Bunu iyi anlamayan kesrette vahdeti, yoklukta varlığı kavrayamaz.

 

Kesret Vahdetin, Vahdet kesretin şükrüdür. İdrak aklın, akıl idrakin şükründen gelir.

 

Tevhid;

Çıkış tevhidi; masivadan, yani Allah’tan başka her şeyden çık, bu surette tevhit tarafını hak edersin. Tevhit: Bir bakanın, bir de bakılanın olmamasıdır. Görenin de görünenin de bir olması tevhittir.

Fanilik tevhidinin tecellisi: tevhit seni senden alan, kâinatta fani olmandır. Fena, kulun fiilini görmemesi halidir. Tevhidin doğrulma tecellisi ise, Hak’tan başka her şey eğridir. Onu ancak, O doğrultur, tevhit olmadan o doğrulmaz.

Her şey, kendi nefsiyle bilinir ve eşya ancak hassalarından dolayı ayrılır. Her şeyin hassası, tek oluşudur.

İhlâs: Allah’ı aracısız bilmektir. Allah, ancak ilmen bilinir; yakin olunur.

 

Her an’da, dünya ve ahret gizlidir. Hayatın görünmeyen öteki yüzüne ahiret denir. Her şeyin, bir ruhu vardır. Dünyanın ruhu da, ahirettir. İstikbal ahrettedir.

 

Aslında ölüm yoktur, harap olan evi terk vardır. Nice yeni evler, inşa olacaktır. Nice evler, harap oldu. Şimdi de öyledir. Çünkü Allah, bir anda bin şendedir. Halik durmadan halk eder. Harap olan ev, terk edilir. Sahibi, yeni bir eve göçer. Bilmediğin eve girme! Hiçbir ev yoktur ki, içinde seni helâk edecek çukurlar olmasın! Evi yapan bilir, ancak oraya neler sakladığını. Sana verilen evine iyi bak! Onu temiz eyle!

Gel, o eve kalp diyelim!

 

Daima Senle olan bir kalp, gönül, daima doğru sözler söyleyen edep ve erkân sahibi bir insan olmak dileğimdir. Ya Allah ya Rahman, Ya Rahim!

 

Veciz sözler

Ey kendi nefsinden aciz kimse! Ona ne yapabilirsin ki eline yorgunluktan başka bir şey geçmez.

 

Elimi enstrümanın tellerinde gezdirirken; nağmeler, melodiler, gönlüme gelir. Kalemi elime alıp ta yazmağa başladığım zaman, manalar gönlüme Allah’tan gelir. Ben yapıyorum dersen o nefisten geliyordur.

 

İlahi sisteme, düzeni ilahiye; sistemler koymak, düzenler düzmek, Allah’ın natürel sebzelerine meyvesine GDO katmak gibi, ilahi sisteme de sistemler katmak, GDO dur.

 

Israrın nefse ait olanı yüzsüzlük, ilme ait olanı ise kuvvettir.

 

Kötülük ve iyilik yürekten gelir. Yürekli adam; kötülük ve iyilik karşısında sağlam yürekli kalan adamdır.

 

Sevgi ve alakadan maksat, dişi ve erkek sevgisidir. Bu da ademiyetin idamesini sağlar. Mekânı dünyadır.

 

Kendisini yöneltemeyen, başkasını da yöneltemez!

 

Yaptığı iyilikleri başa kakan; yaptığını çok gören ve bir şey bekleyen; emeğin ve iyiliğin değerini bulamaz.

 

Firavunun kırbacını, Musa’nın asası yendi. Saray, esaret ve benlik yeridir. Saraydan çıkan, kurtulur; hürriyetine kavuşur.

 

Melek lider isteyen, lidersiz kalır. Kusursuz mürşit isteyen, mürşitsiz kalır. Kusursuz arkadaş isteyen, arkadaşsız kalır. Kusursuz kadın isteyen, karısız; kusursuz koca isteyen kocasız kalır.

 

Dünyaya tabi olursan kirlenirsin, yıkan, temizlen, su sabun vardır temizlen!

 

İnsanlığın lideri şefkat ve merhamet sahibi olandır. Kuvvet ve şiddet sahibi değildir. Bunların liderliği zorbalığı; baskıları ve tiranlıklarıdır.