Cümle canlı, hep Allah’tan varlık oldu.

Emir Kûn’dan, Rahman ve Rahim olan Hak’tan olunca, cümle canlı, hep Allah’tan varlık oldu.

Varlığın ulu merkezi Allah’tır. Sen de varlığının, hayatının merkezine O’nu koymaya çalış!

İlâhi sistem; bütün varlıkta olduğu gibi insanın da, hem bedeni hem de ruhi ihtiyaçlarını dikkate almış, madde ile manâ arasında ahenkli bir denge kurmuştur.

Kimseye ve hiçbir şeye gücünün yetmediği görev yüklememiştir.

Ruhun heva ve hevesi, Âdemoğlunun balçığı ve hamuru ile tezahür etmiştir. Dolayısı ile heva, Âdemin tıynetinin terkibi ve Âdemoğlu’nun ruhunun da gıdasıdır.

Hevayı terk etmek, kulu sultan eder.

Allah’ın zahiri hükümlerine riayet edene kul denir. Kul; kendisini bu vasıflarından fani kılan celâli keşfetmesiyle, celali eşyada temaşa etmesiyle, lâtif, saf ve mücerret bir ruh haline gelir. Doğmadan evvel olduğu hale gelir.

Bu âlem, hayatı olmayan ölüm, bundan sonraki âlem ölümü olmayan hayat!

Sureta izafi ve siret hayattan, hakikat varlığına ölümsüz ebedi, var olan hayata!

 

Nefse dair:

Nefis, geçici ve batıl olandan başka bir şeyle sükûn bulmayan bir şeydir. Nefis hiçbir zaman Hakk’ın yolundan yürümez. Nefis kendini tanımadığı için, Hakk’ı da tanımaz.

 Canım layık mı ola

Lütfüne mazhar mı ola

Kendi özür nasıl bula

Senden kerem senden ata

 

Nefsimle baş başa koma

Gark etme dert ile gama

Dünya senin ukba senin

Sensiz etme sensiz koma

 

Mutlu, garip bir kulun

Ne onundur, ne de bunun

Sensin ancak senin nurun

Dertten halâs ede kulun

 

Veciz sözler

Melâmet hırkasını giymek, levm edilmek için, önce halkın makbul ve muteber saydığı bir zat olacak ki ondan sonra halkın kendisini reddetmesinin bir manası olsun. O, öyle bir davranış şekli ortaya koyacak ki halk onu levm etsin.

Yüce Allah, delaletin ta içinde bulunan bir kulunu doğru yola, sırat-ı müstakimde olma haline lütfetmeye kadirdir.

Çok üzülmek, çok sevinmek, çok etki doğurur. Bu dünya’nın işidir. En iyisi orta yol, az sevinç, az üzülme…

Vicdan, Allah tarafından insanlara verilmiş ilâhi bir kuvvettir. Vicdan, ruhun bir özelliğidir. İnsan, iyi şeylerle kötü şeyleri birbirinden ancak vicdanla ayırabilir. Vicdan, insanın hareketlerinden belli olur. Kimse kimseyi, vicdanının etkisi altında tutamaz. Vicdanlara muttali olan ancak yüce Allah’tır.

Bir millet, bir topluluk Nuh’u yarattıysa, tufanı beklesin!

İbretle hele bak, hali dünyaya

Kimi gitti, kimi kaldı bekaya

Bir süreçtir, gelir geçer anlaya

Ecel dendi, sonunda bu davaya

Uyku, Allah’ın dostları üzerindeki ihsanıdır. Biz uykudayız, gördüklerimiz de rüyadır.